Marsbahis
deneme bonusu veren siteler
Holiganbet
1xbet MobilBetturkey GüncelBetist MobilKralbet Güncelsupertotobet bonusTipobet MobilMatadorbet GirişMariobet Güncel GirişBahis.com girişTarafbet Giriş
1xbet supertotobet
hoşgeldin bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025
casibom
jojobet
ankara escort
escort eryaman
Fapjunk.com
alanya escort bayan

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Merkez Bankası'nın döviz müdahalesi

Sisyphos'un Taşı mı, Pandora'nın Kutusu mu?

 

Türkiye ekonomisi; son yıllarda,
politik belirsizlikler ve küresel dalgalanmalar nedeniyle;
sık sık sarsıntılar yaşamaktadır.

 

En son gelişme ise;
önemli bir siyasi figürün gözaltına alınmasının ardından,

döviz kurlarındaki ani hareketlenmeydi.

 

Türk Lirası, olayın ardından hızla değer kaybederken;
Merkez Bankası (TCMB) piyasalara doğrudan müdahale ederek,

döviz alımları gerçekleştirdi.

 

Ancak bu hamle;
Sisyphos’un tekrar tekrar yukarı taşıdığı kaya gibi mi olacak,

yoksa; Pandora’nın Kutusu’ndan yeni ekonomik sıkıntılar mı fırlayacak?

 

Gelin;
TCMB’nin son hamlesini,

benzer geçmiş müdahalelerle kıyaslayarak; ekonomik etkilerini ele alalım.

 

Merkez Bankası’nın piyasaya doğrudan müdahale etmesi,

özellikle; büyük çaplı siyasi olayların ardından, alışılmış bir durumdur.

Temel amaç;

dövizde ani dalgalanmaları önlemek,

enflasyonu kontrol altında tutmak ve

piyasalara güven mesajı vermektir.

 

Dövizdeki aşırı oynaklık;

hem şirketler, hem de vatandaşlar için ciddi belirsizlik yaratırken;
özellikle ithalatçı firmalar ve döviz borcu olan işletmeler açısından,

istikrarlı bir kur seviyesi hayati önem taşır.

 

Türkiye gibi yüksek enflasyonla mücadele eden ekonomilerde,

döviz kurunun artışı; enflasyonu doğrudan tetikler.

 

Dövizdeki yükseliş, ithal malların fiyatlarını artırarak;

enflasyonist baskıyı yükseltir.

TCMB’nin müdahalesi;
yatırımcılara ve piyasalara,

devletin süreci yönettiği mesajını vermek için de kullanılmaktadır.

 

Türkiye’de, Merkez Bankası’nın döviz müdahaleleri yeni bir olgu değil.

Son yıllarda, benzer durumlar yaşandı ve

her biri; piyasalar üzerinde farklı etkiler yarattı.

 

2018’deki diplomatik kriz sırasında;
yabancı ülkelerle yaşanan gerginlik sonucu dolar/TL kuru hızla yükselmiş,

TCMB; rezervleri kullanarak, piyasaya müdahale etmişti.

Ancak; uzun vadede bu müdahaleler sürdürülebilir olmamış,

faiz artışı gibi ek önlemler alınmıştı.

 

2021 yılında ise;

para politikalarındaki değişimler nedeniyle, TL hızla değer kaybetmiş;

TCMB, rezervlerinden ciddi miktarda döviz satışı yapılmıştı.

Bu süreçte; piyasa dengesizliği artmış ve

döviz rezervlerinin erimesi uzun vadeli riskleri yükseltmişti.

 

2023 seçim sürecinde;

dövize olan talebi baskılamak için ciddi miktarda döviz satışı gerçekleştirilmiş,

ancak; seçim sonrası, TCMB rezervleri yeniden artırmak için

piyasalara döviz alımıyla müdahale etmek zorunda kalmıştı.

 

Şu anki gelişmeler ışığında;
TCMB’nin döviz alımıyla yaptığı müdahale,

kısa vadede kur istikrarını sağlayabilir.

Piyasaya doğrudan döviz alımıyla müdahale edilmesi,

anlık paniği azaltabilir ve dövizde aşırı oynaklığı dizginleyebilir.

 

Ancak; bu müdahaleler uzun süreli devam ederse,

Merkez Bankası rezervlerinin tükenmesi riski, ortaya çıkabilir.

 

Geçmişte olduğu gibi,

rezervlerin azalması; yabancı yatırımcı güvenini sarsabilir.

Döviz müdahalesinin sürdürülebilir olması için

TCMB’nin faiz politikalarıyla da destekleyici adımlar atması gerekecektir.

 

Ancak; faiz artırımı gibi seçenekler, şu an için pek gündemde görünmüyor.

İç siyasi gelişmeler kritik bir noktaya ulaşırsa;
piyasalardaki belirsizlik sürecek ve

döviz kuru üzerinde yukarı yönlü baskı, devam edecektir.

 

Merkez Bankası’nın mevcut döviz alımları ve piyasaya doğrudan müdahalesi,

kısa vadeli bir çözüm olarak değerlendirilebilir.

Ancak, Türkiye’nin geçmiş deneyimleri;

sadece döviz müdahaleleriyle istikrar sağlamanın, yeterli olmadığını göstermektedir.

 

Uzun vadeli olarak;
güven artırıcı politikalar,

yatırımcı dostu ekonomi yönetimi ve

daha sürdürülebilir para politikaları ile desteklenmezse;
bu tür müdahaleler, geçici bir etki yaratacak ve

piyasalarda kırılganlık devam edecektir.

 

Şimdi, büyük soru şu:

 

TCMB’nin bu müdahalesi gerçekten bir çözüm mü,

yoksa; Sisyphos’un taşı gibi, biz her seferinde başa mı döneceğiz?

Yoksa; yanlış müdahalelerle Pandora’nın Kutusu’nu açıp,

yeni ekonomik dertlerle mi yüzleşeceğiz?

 

Önümüzdeki hafta içinde yaşanacak siyasi ve ekonomik gelişmeler,

TCMB’nin müdahalelerinin başarısını belirleyecek,

en kritik faktörlerden biri olacaktır.

 

Eğer; siyasi belirsizlik derinleşirse,

dövizde yeni zirveler görülebilir ve

Merkez Bankası’nın rezervleri daha fazla test edilebilir.

 

Bu nedenle, yatırımcıların;
hem iç politik gelişmeleri,

hem de küresel piyasaları yakından takip etmeleri; kritik önem taşımaktadır.

 

 

 

sezerkoyun@cratone.com

 

Bu yazı 1064 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum