bursa escort bursa escort
escort bayan
1xbet MobilBetturkey GüncelBetist Mobiltrbetsupertotobet bonusbetrollerbetpionerMariobet Güncel GirişBahis.com girişTarafbet Giriş
1xbet supertotobet

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ekonomide insan davranışları

Ekonomide, insanın sosyal davranışlarının dikkate alınması zamanı.

 

Ben bir ekonomist değilim.

Fakat; kişilerin, şirketlerin,

mikro ekonomik gelişmelere göre;

alınan kararlar sonucunda, alınan kararların öncesinde,

insanın içinde bulunduğu toplumun

karşılıklı ilişkisel iletişimlerine bağlı davranışlarının

sonuçları nasıl etkilediğini görmek;
beni, bazı ekonomik yaklaşımların uygulanmasında;
birtakım eksiklikler olduğu sanrısına itmektedir.

 

Yanlış alınan birçok ekonomik kararın;
sadece matematiksel, doğa kanunlarına (fizik kanunları) uygun

ekonomik teoremlere göre uygulanması gerekliliğinin,

tek gerçek olarak kabul edilmesi;
ekonomi anlamında alınan kararların,

tamda gerçekliği yansıtmıyor gibi görünmesine neden oluyor gibi gözükmektedir.

 

İnsan davranışlarının;

gözlenebilen ve deneysel araştırmalara

bilimsel olarak dayanması gerekliliği yaklaşımları,

insanı tek bir davranış biçimiyle;

fayda ve kâr maksimizasyonuna indirgenen teorilerin araştırılmasına neden olmuştur.

 

Fakat; varlığı inkâr edilemeyen sosyal bilimlerin bir parçası olan ekonominin,

bireylerin; toplumsal eylem, davranış ve psikolojik çeşitliliğinin

iktisat teorilerinin içine alınması gibi bir durum söz konusu olmakla birlikte,

uygulanabilir duruma getirilebilmelidir.

 

Oysa; gözlemlediğimiz zaman,
geçen süreçler dâhilinde; ekonomide ve diğer sosyal bilimlerde,

bilimselliğin ölçütünün

salt ‘ölçülebilirlik’ ve ‘hesaplanabilirlik’ ile

sınırlandırılmasına yol açmaktadır.

Paradigma böyle yürütülmektedir.

Oysa; insan, oldukça karmaşık duygu ve düşüncelere sahip ‘sosyal bir varlıktır.’

 

Rasyonel davranış ve faydacılık konusunda,

KOBİ’lerin ilk kuruluş aşamalarında;
genellikle eş, dost ve akrabalardan alınan küçük tutarlar ile kurulan işletmelerin

-hepsi dâhil olmamakla birlikte- eldeki verilere göre;
bir analiz ve planlama yapılmadan kuruluş gerçekleşmekte,

finansal yönetim anlayışına, değil sahip olmak; bakkal usulüyle,

faaliyetler devam etmektedir.

 

Pazarlama faaliyetlerinde;

önceden aynı iş konusunda çalışılan bir firma varsa;
özellikle, o firmanın müşterilerine daha düşük fiyat verilerek,

yapılacak satış faaliyetlerine güvenilebilmektedir.

 

Sözleşme yapılmadan, el sıkışmaları sonuçlarına göre anlaşmalar yapılmakta;

düşük fiyatla satış yapılması aşamasından sonra,

maliyetlerin karşılamaması sonucu;
fiyat yükseltilme isteği neticesinde müşteriler kaybedilmekte,

kurumsallaşma sürecine ait konular ise; hiç gündeme gelmemektedir.

 

Daha kuruluş aşamasında;

hatalı gelişen kısaca açıklamaya çalıştığımız bu yapılanmalar sonucunda,

işletme mali sıkıntıya girse bile;
bütün bu gelişmeler dikkate alınmadan,

bir eleştirisi yapılmadan eş, dost, akraba ve

benzeri yakın ilişkiler kurulan toplum bireyleri;
destek vermeye devam edebilen davranış biçimleri sergileyebilmektedirler.

 

Ait olunan toplumun geleneksel-kültürel yapısında;

geçmişten gelen aile bağlarının, arkadaş ve dostların vefasal yaklaşımları,
bireyleri; böyle davranışlara doğru itebilmektedir.

 

Oysa; salt, ölçülebilirlik ve hesaplanabilirlik gibi

bilimsel göstergeler dikkate alınarak hareket edilseydi,
KOBİ’nin; hemen dağılmasının, dağıtılmasının gerekliliğine karar verilirdi.

 

Bilimsel ve rasyonel olmak,

ampirik çalışmalar yapmak,

gözlem ve deneylere dayalı ölçülebilirlik doğa kanunlarının

uygulanması doğrultusunda atılan adımların doğruluğu,

gerçekliği ve kesinliği; muhakkak yadsınamaz.

 

İlerlemenin sağlanabilmesi için

‘bilimsel fayda’ yaratan gelişmeler, böyle olmak zorunda.

Aksi düşünülemez.

 

Fakat; ekonomiyi de içine alabilecek şekilde,

sosyal bilimlerde üretilen bilginin

‘üretildiği toplumdan, algılama biçiminden, değer yargılarından’

bağımsız düşünülmesi; insan unsurunu,

tek elbise giyen bireyler haline getirmekten öteye gidemez.

 

Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler için

aynı şeklide uygulanmaya çalışılan ana akım ekonomi

-neo klasik kapitalist sistem- kuralları, aynı şekilde uygulanamaz.

 

Bilim insanının iktisadi ve toplumsal gerçekliği,

‘bilginin üretildiği toplumdan farklı olamaz’.

 

Neo kapitalist sistemin ürettiği paradigmalar,

üretildiği ülkeler içinde geçerli olan toplumsal yapının;
sosyolojik, siyasal, kültürel ve eğitim

– toplumun psikolojik motivasyon çeşitliliği de dâhil olmak üzere -

yapısından meydana geldiğine göre;
- bu paradigmalar en azından ülkemizde oluşmadığı için - 

bilginin üretildiği topluma ait bireyler için

daha rasyonel sonuçlar doğurabileceği yönünde başat bir sonuç vermesi doğaldır.

 

Ülkelerin, krizler karşısındaki konjonktürel ekonomik davranışları;
buna önemli örnekler oluşturmaktadır.

 

Her ülkenin, aynı uygulamalara zorlanması;

mekanik uygulamalara bağlanmış, nedensellik ilişkileri doğurur.

 

ABD.’de yaşanan ilk büyük kriz olan 1870 ekonomik krizinin,

– Büyük Depresyon - fiyatlardaki düşüşlerden kaynaklandığı,

fiyat düşüşlerinin ise; emeğin parasal tutarının kısmen düşüşü,

artan yatırımlar ile verimliliğin maliyetlerin düşmesine bağlı olmasına bağlanırken;
kârların düşmesinin nedenleri tam olarak anlaşılmamış.

 

Maliyetlerdeki azalma, fiyatlardaki düşüşten daha fazla ise;
fiyatların düşmesine rağmen, kâr oranlarının yükselmesi mümkündür.

 

Bu gelişmeler; ekonomistlerin şüphe duymasına,

başka çözümler aramasına neden olmuş.

Nedenlerin arasında;

insan psikolojisinin, karamsarlığa bağlı davranışların etkili olduğu gibi

sonuçlara da bağlı olduğu gibi,

bireylerin sosyal davranışları ve aralarındaki ilişkilerin bilinerek,

ekonominin incelenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

 

Sonuç olarak;

o dönemden itibaren, ana akım ekonomi teorisi olan kapitalizmde uygulanan

sadece rasyonel, faydacı ve arz talep gibi matematiksel teoremlerin yeterli olmadığı,

özellikle; insan, firma ve piyasa davranışlarının

farklı bakış açılarıyla yorumlanan yeni birtakım yaklaşımların geliştirilmesi

hipotezlerinin gerekliliği, kabul edilmeye başlanmıştır.

 

İnsan davranışlarının dolaylı bir yönü olan ‘beklentilerin’,

ekonomiye yön verdiğinin;

araştırma konularına dahil edilmeye başlanmış olduğu, gözden kaçırılmamalıdır.

 

 

Yararlanılan kaynaklar:

İktisat metodolojisi sayfa 1’den yararlanılmıştır.

 

 

 

Cengiz HERGÜNLÜ

SMMM-Bağımsız DENETÇİ

www.hergunlu.com

chergunlu@hergunlu.com

           

Bu yazı 4131 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum