-
Sezer KOYUN
Tarih: 12-11-2024 22:41:00
Güncelleme: 16-11-2024 09:14:00
ABD seçimleri, Çin ve Orta Doğu çatışmalarının;
altın, gümüş, dolar ve euro üzerindeki etkisi
ABD seçim sonuçları, Çin’in stratejileri ve Orta Doğu’daki çatışmalar;
değerli metaller ve döviz piyasalarında
dalgalanmalara neden olabilecek, önemli faktörlerdir.
Bu unsurların yatırım kararlarını nasıl etkileyebileceğini anlamak;
yatırımcılar için belirsizlikle dolu bu dönemde, yol gösterici olabilir.
ABD Seçimlerinin Etkileri
ABD seçimleri sonrası izlenecek mali politikalar;
değerli metaller ve döviz üzerinde, farklı etkiler yaratabilir.
Örneğin;
Roosevelt’in Yeni Düzen politikalarının genişlemeci yapısı,
enflasyonu artırarak; altın ve gümüş gibi güvenli liman varlıklara yönelimi artırmıştı.
1970'lerde, yüksek kamu harcamalarının enflasyonu yükseltmesi de
yatırımcıları, benzer şekilde güvenli limanlara çekmişti.
Günümüzde de genişlemeci bir yönetim altında,
altın ve gümüşte benzer bir eğilim görülebilir.
Ancak; mali disipline odaklanacak bir yönetim,
2008 krizinden sonra Obama döneminde olduğu gibi,
doları güçlü kılarak; değerli metalleri baskılayabilir.
Çin’in küresel piyasalar üzerindeki rolü
ABD-Çin gerginliklerinin artması, dolar ve altını destekleyebilir;
örneğin, Trump yönetimindeki ticaret savaşları sırasında, dolar ve altına talep artmıştı.
Çin’in, daha iş birlikçi bir ekonomik yaklaşım benimsemesi ise;
2000’lerde, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesiyle;
küresel büyümenin hızlandığı dönemde olduğu gibi, değerli metallere talebi azaltabilir.
Böyle bir senaryoda,
yatırımcılar riskli varlıklara yönelirken;
euro da dolar karşısında güç kazanabilir.
Orta Doğu’daki çatışmaların etkileri
Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar petrol arzını etkileyebilir,
bu da; 1973’teki petrol ambargosunda olduğu gibi
enflasyonu artırarak, altın ve gümüş talebini yükseltebilir.
Benzer bir durumda;
yatırımcılar, Körfez Savaşı döneminde olduğu gibi
doları, güvenli liman olarak tercih edebilirler.
Ancak; barış ortamının sağlanması,
1979’da Camp David Anlaşması sonrası olduğu gibi
enerji fiyatlarında ve enflasyonda istikrar sağlayarak,
değerli metallerin cazibesini azaltabilir.
Merkez bankası politikalarının rolü
Merkez bankalarının faiz kararları,
döviz ve emtia fiyatlarını büyük ölçüde etkileyebilir.
Fed'in genişlemeci bir politika izlemesi; 2008 finansal krizinde olduğu gibi
doları zayıflatabilir ve altın-gümüş gibi güvenli liman varlıkların cazibesini artırabilir.
Buna karşın;
Fed'in şahin bir politika izleyip faiz artırması,
1980'lerde Volcker yönetiminde olduğu gibi doları güçlendirebilir ve altını baskılayabilir.
Yatırımcılar için stratejiler
Bu senaryolar, mevcut ve yeni yatırımcılar için farklı stratejiler sunmaktadır.
Mevcut altın veya gümüş sahiplerinin, belirsizlik dönemlerinde;
pozisyonlarını koruyarak, güvenli liman avantajından yararlanma eğilimi yüksek.
Dolar yatırımı olanlar ise;
jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde kazanç sağlayabilirler.
Bu süreçte, özellikle değerli metallerde;
kademeli alım stratejisi, 1970'lerde olduğu gibi dikkat çekiyor.
Sonuç olarak;
küresel siyasi belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalar karşısında,
yatırımcıların; altın, gümüş, dolar ve euro gibi enstrümanları
belirli stratejilere göre; değerlendirmeleri olasıdır.
ABD seçimleri sonrası genişlemeci politikaların devreye alınması ve
Orta Doğu’daki gerilimlerin tırmanması, enflasyon riskini artırabilir.
Bu senaryoda;
altın ve gümüş, özellikle uzun vadede (3-5 yıl veya daha fazla)
enflasyona karşı koruma sağladığı için öne çıkabilir.
Altın ve gümüş;
ekonomik istikrarsızlık ve yüksek enflasyon dönemlerinde,
dikkatle takip edilmelidir.
Dolar ise;
kısa vadeli getiri arayışında (6 ay - 1 yıl) yüksek faiz oranlarıyla öne çıkıyor.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahin faiz politikası devam ederse,
doların cazibesi artacaktır.
Euro;
özellikle Avrupa Merkez Bankası’nın
destekleyici politikaları göz önünde bulundurularak, ele alınmalıdır.
Uzun vadeli yatırım için euro, dalgalı bir seyir izleyebilir.
Not: Bu yazıda yer verilen bilgiler,
tamamen genel değerlendirme ve yorum niteliğinde olup;
yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.
Yatırım kararlarınızı,
kendi araştırma ve değerlendirmelerinize dayanarak
almanız gerektiğini hatırlatırız.
Her türlü yatırım kararı;
kişisel risk iştahı ve finansal duruma göre verilmelidir.
- 50 yıl sonra sıkıyönetim: Nereden nereye
- Türkiye’de emeklilik: Hayatta kalmanın sanatı
- Türk KOBİ’leri ve küresel finansa erişim
- Trump ve Harris: Kazanan Türkiye olsun
- KOBİ'lerin altında patlayan bomba
- 101. yılda çözüm önerileri
- KOBİ’lerde örgütsel psikolojik yaklaşım
- Uluslararası yatırım fırsatları ve riskler
- Yoksullaştıran ekonomik büyüme