Melek ÇUBUK

Herkes bir metaverse tutturdu gidiyor. 

Sanıyorum; bunu ilk olarak, Mark Zuckerberg’den duyduk ve

meselenin Facebook’tan daha öte bir şey olduğunu gördük.

 

Bir taraftan aklımızın köşesinden Matrix filminden sahneler geçerken,

bir taraftan bunun hayatımızı nasıl etkileyeceğini düşünmeye başladık.

 

Bir kısmımız bir gün robotlar işlerimizi elimizden alacak derken,

metaverse ajanlarına mı kurban olacağız diye endişelenmeye başladı.

 

Bir kısmımız Metaverse’nin sunduğu eğlenceden keyif almaya başladı,

ama; en akıllı olan kısmımız ise;

fayda sağlamanın yollarını araştırmaya, hatta yatırım yapmaya başladı.

 

Peki  turizm endüstrisi açısından bakıldığında bu “Metaverse“ dost mu, düşman mı?

Elliden fazla sektörü barındıran bacasız endüstri turizm “Metaverse”den nasıl etkilenecek?

 

Metaverse ilerleyen zamanlarda dost olduğu kadar düşman,

düşman olduğu kadar da dost olacak.

 

Dostu da, düşmanı da yakında tutmak gerektiğinden,

en iyisi bu hayatımıza çok hızlı giren yeniliği işimize adapte etmek olacaktır.

 

Turizmin açısından bakıldığında;

aslında pandemi ile birlikte Metaverse işimize olumlu ve olumsuz etkiler getirmeye başladı.

 

Kapanmanın etkisi ile turizm sektörü de dijitalleşmeye adım attı ve

bilişim şirketleri turizmden büyük bir pay almaya başladı.

 

Çevrimiçi toplantılar, üç boyutlu fuarlar hatta çevrimiçi turlar

hizmet listelerimize bir daha çıkmamak üzere hızlı bir giriş yaptı.

 

Seyahat acenteleri, yiyecek içecek işletmeleri, konaklama işletmeleri, rehberler

salgının bitmesini beklerken,

bilişim şirketleri fırsatı görerek, gelirlerini artırdı ve pandeminin yıldızı oldu.

 

Tüm bunların verdiği çok net mesaj ise;
hizmet yoğun olan bacasız endüstrimizin artık teknolojiden uzak kalamayacağı ve

bilişim şirketleri ile kol kola yürümek zorunda olduğuydu.

 

Madem Metaverse hayatımızın bir parçası olacak,

turizm endüstrisi bunu nasıl kullanabilir?

 

Aslında günlük hayatımızda,

adına Metaverse demeden kullandığımız bir çok uygulama bulunmaktadır. 

Örneğin; Google Lens ve Google maps aslında bu uygulamalardandır. 

 

Google Maps ile pinlenen noktaya baktığınızda;

oranın fotoğrafına bakabiliyor,

canlı uygulaması ile ise;

yolunuzu ararken olduğunuz yeri canlı olarak görebiliyor ve

okları takip ederek ilerleyebiliyoruz. 

 

Google Lens ile ise;

daha detaylı görebiliyor, hatta ücretsiz turlara katılabiliyoruz;

üstelik translate uygulamasını aktif ederek,

gördüğünüz mağaza tabelalarını dilimize çevirebiliyoruz.

Seyahat acenteleri bu uygulamalar ile 

gezginlere seyahat organize etmek istediğimiz şehri 

bir ön izleme yaptırabilir ve hayatlarını kolaylaştırabilir.

 

Metaverse’nin hayatlarımıza girmesi ile,

tüketici talepleri de değişti ve değişerek de devam edecektir.

 

Artık bir tur satın almak için insanlar seyahat acentesinin ofisine giderek,

fotoğraflara bakmak ve satış temsilcisinin söylediğine inanmak istemeyecekler.

Bu nedenle; yeni dostumuza en hızlı adapte olan kazanacaktır.

 

VR teknolojisi ile müşteri evindeyken;

satış temsilcisi ile konuşmak,

gideceği şehirde gezilecek yerlerde ufak bir yürüyüş yapmak, 

kalacağı otelin ve uçağın içerisinde dolaşarak karar vermek isteyecektir ve

bunu sağlayan kazanacaktır.

 

Konaklama tesisleri ve ulaşım sağlayıcılar da

Metaverse’yi en yoğun kullanması gereken diğer sektörler olacaktır. 

İnsanlar tercihlerini yapmadan önce;
uyuyacakları yatağa uzanmak,

manzaraya bakmak,

uçaktaki bacak mesafesini deneyimlemek isteyeceklerdir.

 

Peki yiyecek ve içecek işletmeleri, onlar ne yapacaklar?

 

Onlar zaten QR kodlu menüler ile Metaverse’ye en hızlı geçiş yapanlardan oldular.

Bunu daha da ileri götürmek durumunda kalacaklardır.

Yemeklerin üç boyutlu görüntüleri,

hazırlama aşamaları ve tam olarak içerisinde ne olduğunu

VR teknolojisi ile sunmaları da çok uzak gözükmüyor.

 

Metaverse’nin turizm endüstrisinde en olumsuz etkileyeceği kesim rehberler mi?

 

Çevrimiçi turlar, müzelerde kulaklıklardan dinlenen anlatımlar, hatta VR gözlüklerle geziler.

Artık rehberlere daha mı az ihtiyaç olacak?

Evet, belki de ama bu gezi ve anlatımlarda gezginler,

görmek istediklerini değil; gösterilerini,

sormak istediklerini değil; anlatılanı dinleyecekler.

Bu da çok tatmin edici olmayacaktır. 

 

Bir de Arttırılmış Gerçeklik var ki; benim en sevdiğimdir.

 

Artık telefona yüklenen bir uygulama ile her şey daha detaylı görülebilir.

Bir alışveriş merkezine dışarıdan bakıldığında ve

telefon binaya tutulduğunda hangi katta hangi mağazaların olduğu görebilecek.

 

Bir dağın fotoğrafına telefon tutulduğunda;

üzerindeki yerleşimler, bitki örtüsünü ve canlılar görülebilecek.

 

Bu gelişmelere daha çok var, çok zaman alır diyorsanız;
Çin’in Hunan şehrindeki Avatar dağları için yaptığı VR geziye,

Mark Zukenberg’in Meta videosuna ve

Icelanverse tanıtım videosuna bir göz atmanızı tavsiye ediyorum.

 

En hızlı adapte olan en çok kazanacak olandır diyorum.

Metaversemiz tüm turizm endüstrisine hayırlı olsun.

 

melekcubuk@anima-travel.com

 

Kaynak :

Mark Zukenberg Meta Video

Zack Mossbergson – ıcelandverse

Yellow Productions