-
Çetin ÜNSALAN
Tarih: 04-11-2024 21:02:00
Güncelleme: 04-11-2024 21:02:00
Enflasyon rakamı üzerinden ülkede bildiğiniz ekonomik şiddet uygulanıyor. Rakamlara kimsenin inanmadığı tamamen göz ardı edilerek, veri açıklaması yapmakla kalınmıyor, bir de akabinde ciddi ciddi beyanat veriliyor.
Ülkede ekonomide önce insansızlaştıran, sonra firmasızlaştıran ve bir avuç kumarhane yatırımcısına ortam yaratan bir yaklaşım sergilenirken, gelecek sene insanların nasıl daha az gelir sahibi olacağına dair konuşmalar yapılıyor.
Üstelik bu konuşmalar, kimsenin inanmadığı rakamlar gerekçe gösterilerek gerçekleştiriliyor. Resmi açıklamaları baz alarak yorum yapan kredi derecelendirme kuruluşlarına mı yanarsınız, reel sektörü temsil ettiğini söyleyen insanların 90 puan yok olmuş üretici maliyetini göz ardı ederek söylediklerine mi; bilemiyorum.
Fakat son açıklamalar ve akabinde ortaya konulan beyanatlar bir kez daha göstermiştir ki, ülkenin ekonomi yönetimi, sokaktaki insanı da, reel piyasaları da umursamaz tavrını sürdürüyor.
Bununla da kalmayıp, dayattığı rakam üzerinden insanlara ‘aslında iyi durumdasın’ oynuyor. ‘Gelir isteme, ama her türlü giderimi karşıla’ cinsinden sadece ekonomi bilimine ters değil, aynı zamanda dört işlem matematiğe de aykırı tavrı, koca koca insanlar ekonomi diye anlatıyorlar.
Aslında onlar yeni değiller. Yakından tanıyoruz. 2 binli yıllarda parasal genişleme zamanında cari acık meselesinin problem olmadığını söyleyenler de, düşük kur yüksek faizde üretim yapamaz bir ülke yaratılırken görmezden gelenler de aynı kişiler.
Ne ülkedeki üretici umurlarındaydı ne de insanların borç batağına sürüklenerek, olmayan bir parayı harcayıp kendilerini de, ülkeyi de bugün yaşadığımız, o gün risk olarak gözüken fotoğrafa itmesi, onları endişelendirmiyordu.
Siyah denilene hep bir ağızdan siyah, beyaz denilene koro halinde beyaz diye bağıran, sonra da ortaya çıkan yanlışların faturasını, konuya hiç dahli olmayan insanların üzerine yıkmaya çalışanlar, dün nasıl aynı ülkeyi uçuruma sürükledilerse, bugün de ekonomik bir uçurumun kenarında aşağı atlamamız için ikna çalışması yürütüyorlar.
Ülkenin büyük bir bölümü açlık sınırının altında gelir sahibiyken, bu durum yokmuş gibi davrananlar, hatta yeni gelir düzenlemelerinde ekonomi yönetimine alkış tutanlar, iki gün sonra kaybolmuş bir iç piyasa ve pozisyon alamadıkları bir dış piyasada, firmalarını ya kapatacaklar ya da bir yabancıya pazar payıyla birlikte yok pahasına satacaklar.
Belki kendilerini kurtaracaklar ama alkışladıkları sırada kurban ettikleri insanları önce işsizliğe, ardından da muhtaç bir ekonomiye sürükleyecekler. Bu kez de umurlarında olmayacaktır.
Çünkü dün yapılan uyarılara kulak asmak bir yana, tempolu bir biçimde alkışlayanların yeniden sahneye çıkarak, gözlerini gerçeğe kapatıp, olacakları umursamadan günü kurtardığını ve sadece kendi çıkarlarını düşündüğünü görüyoruz.
Böyle ekonomi de yönetilmez, böyle mesleki STK da olmaz. Kimse kusura bakmasın.
- Komisyon ve inisiyatif
- Enflasyonda yersen diyorlar
- Verimsizlik fedakârlık ile tanımlanamaz
- Düşen ana eğilim karın doyurur mu?
- Dövize müdahale dedikodu olmaktan çıktı
- Niyeti belli değerleme
- Reel sektör, enflasyon ve beklenti
- Sizin derdiniz ne?
- Şüpheli alacak: GSS
- Aralık için faiz mesajı ve gerçekler
- Bu ezilmemiş halimiz mi?
- Kentsel dönüşüm mü, arsa yaratma mı?