Çetin ÜNSALAN

Ülke konut piyasası üzerinden bambaşka bir soruna doğru koşarken, bir tarafta anormal fiyatlar, öte tarafta o fiyatlara bağlı kiralar, kaybolmuş bir satın alma gücünün gölgesinde, sürekli birilerinin gayrimenkul aldığı ama kaynağının sorulmadığı bir açmaz yaşıyor.

Elbette büyük sorunlar yaşanıyor. Hatta her kesimin birbirini suçladığı, bakanlıkların takibe düştüğü ve caydırıcı olmaya çalıştığı bir sürecin gölgesinde, burada oluşan fiyatların enflasyona etkisi bile akıllara gelmiyor.

Bir fırsatçı aranıyorsa, ilk önce başlaması gereken adreslerden biri esasen konut piyasası. Her ne kadar görece düşüşler görülse de, medyanın bunu gerileme olarak anlatması da inanılmaz. Gerçi 32,5 TL olmuş bir dolar / TL kurunda, kuruşluk oynamaları düşüş diye anlatan bir finansa okuryazarlık özürlü tavırdan daha başka ne bekleyeceksiniz?

Israrla ve bıkmadan söylemeye devam edeceğim. Ortadaki sorun bakanlıkların boyunu aşmıştır. MASAK tarafından el konulması ve araştırılması gereken bir husus haline dönüşmüştür.

Ne var ki tüm bu sorunlu fotoğrafın içinde ‘leş kargası’ diye tanımlanabilecek kişilerin de ortaya çıktığını görüyoruz. Son dönemde sayısının çok arttığı gözleniyor. Bu kişiler internet siteleri üzerinden ilan çıkıyor.

Genellikle son derece cazip fiyatlarla, hatta mobilyalı satılık konutlardan söz ediyorlar. Elbette bu fiyatın cazibesiyle aramalar yapılıyor ve genellikle aynı hikaye insanların karşısına çıkıyor.

Şu an şehir dışında olduğunu, bir kaç gün sonra döneceğini, ev ile ilgileniliyorsa 2 – 3 bin TL kapora gönderilirse, ilanı geri çekebileceğini, dönünce de ödeme sırasında bu rakamı düşeceklerini söylüyorlar.

Normalde kimsenin buna kanmayacağını düşünürsünüz. Fakat sık sık girip, çıkan ilanlara bakılırsa aldanan sayısının da hatırı sayılır olduğunu tahmin etmek mümkün. Öyle kurnazca kurgulanmış bir yapı ki, dikkatlerden kaçıyor.

Çünkü ilan belki yarım gün boyunca askıda kalıyor. O arada ne kadar kapora adı altında para topluyorlarsa, ardından çekiyorlar. Sürekli bir ilan olmadığı için, muhtemelen denetimlerin de dikkatini çekmiyor.

İstenen meblağlar düşük olduğundan da, parayı kaptıranın hukuka gitse daha çok harcama yapacağı kesin olduğu için arkası da kovalanmıyor. Genellikle çarpılan çarpıldığıyla kalıyor ve birileri de yolunu bulmuş buradan dikkat çekmeden nafakasını çıkarıyor.

Bu konuda bakanlıkların sürekli bir takip ekibi kurması, belki bir yazılım ile anormal düşük fiyatlı ilanları mercek altına alması ve en önemlisi, sitelerin kendi iç kontrol mekanizmalarını geliştirerek bu vurguna dur demesi gerekiyor.

Yani koca bir emlak sektöründe, halledilemeyen fiyat sorunun gölgesinde, kimsenin ruhu duymadan insanlar soyuluyor ve gözden kaçıyor.

cetinunsalan@yahoo.com