gaziantep escort

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Enflasyon şaşarsa

Türkiye kısır döngüye giren bir enflasyon tartışmasını yaşıyor. Çok ilginç bir biçimde hedeflenen enflasyon üzerinden insanlara maaş zammı veren, aklındaki enflasyonu doğru kabul ettirmeye çalışan ekonomi yönetimi bir yanda, kimsenin inandırıcı bulmadığı TÜİK tarafından açıklanan veriler diğer yanda…

 

Açıklanan enflasyon sonrasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çıkıp enflasyonun Mayıs ayından sonra sert bir şekilde düşeceğine dair görüşlerini paylaşıyor; aynı saatlerde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantıları notları paylaşıldığında tam tersi bir vurgu ortaya çıkıyor.

 

Son toplantının not özetlerine baktığınızda, Bakan’ın söylemlerinin aksine, enflasyonda yukarı yönlü baskılanmanın devam ettiği ve risklerin olduğundan söz ediliyor. Sadece bizde değil, enflasyondaki düşüş tüm dünya genelinde sorgulanır durumda.

 

Ne var ki kendi gerçeklerini yaratmış, inandırıcı bulunmasa da bu tez üzerinden insanların ikna edilmesi gerektiğini düşünen anlayış, dünyadaki ve bizdeki raporlamaları bile görmezden gelerek, halen hem enflasyonun artış hızının gerileyeceğinden, hem de Türkiye’ye kaynak akışının hızlanacağından söz ediyor.

 

Tüm bunlara farazi söylemlerin gölgesinde cereyan ederken, bir yandan da ülkedeki faizden dövize gerçekleşmelerin ne olacağı konusunda soru işaretleri artıyor. Sonra da bu soruları gündeme getirenler oyunbozan olarak nitelendiriliyor.

 

Zaten baştan bu oyunu bozsaydınız, bugünkü tartışmaların birçoğu yaşanmayacaktı. Neydi o bozulacak oyun? Görece geldiğinde dile getirdiği rasyonelleşmeye TÜİK verilerinden başlayan bir Bakan olsaydı, Şimşek bugünkü güvenilirliğini medya ve eş dost üzerinden sağlamaya çalışan bir isim de olmazdı.

 

Enflasyon rakamının sokakta kimse tarafından kabul görmediği bir ortamda, dayatma oranlarla insanlara zam vermeye kalkar, hatta bunu dahi çok görür, aklınızdaki enflasyon üzerinden gelir artışı yapmayı hedefler, bununla da yetinmez aynı insanlardan bir de fedakârlık beklerseniz, büyük bir hayalperest olarak nitelendirilirsiniz.

 

Faizin yüksekliğinden söz edenler, ülkede inanılmayan enflasyon oranlarının bile altında faiz uygulaması yapıldığından, bunun da artan risk anlayışı nedeniyle daha yüksek faizleri uygulamaya soktuğundan bihaber olabilir mi?

 

Elde ne var ne yok, eski sistem doların üzerine basarak, kur ile psikoloji yönetmeye çalışanların, kurdan yükseliş var mı yok mu diye sorgulayarak algı yönetmeye çalışmasından daha anlamsız bir tavır olabilir mi?

 

Henüz açıklanan enflasyon kadar bile yıpranmamış, aşırı TL’nin olduğu bir ortamda ne uyaranlara ne de reel sektöre kulak asmayanlar, büyük bir stres biriktirerek, biriktirirken de elde avuçtakini heba ederek büyük bir kumar oynuyorlar.

 

Elbette tüm konuşmalar da açıklanan enflasyon üzerinden yapılıyor. Ama asıl sorun şu: Kimsenin inanmadığı bir enflasyon rakamındaki değerlemelere bile ulaşmazken, yaşanan enflasyon ile maliyetler ve düşen satın alma gücü arasında açılan makasın maliyeti nereye konulacak?

 

O nedenle ilk baştan beri TÜİK rakamlarında gerçekle yüzleşerek işe başlamadığımız sürece rasyonel olmaktan söz edilemeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz. Fakat ülkede açıklanan rakam kadar bile yıpranma yok. Bu da illet bir hastalık gibi ülkeyi kemiriyor.

 

cetinunsalan@yahoo.com

Bu yazı 2508 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum