-
Cengiz HERGÜNLÜ
Tarih: 02-04-2023 23:13:00
Güncelleme: 16-04-2023 08:06:00
İşletmelerin, Dönen Varlıkları arasında yer alan
bazı iktisadi değerlerin;
likiditesi yüksek bir değer olarak nitelendirilebilmesi için
söz konusu varlığın,
bir değer kaybına uğramadan, hızla paraya çevrilebilme olanağı olmalıdır.
Likidesi daha yüksek iktisadi varlıklar arasında sayılan;
kasadaki veya bankalardaki TL veya döviz miktarları,
hazine bonosu ve tahvilleri,
piyasa değeri yüksek durumdaki firmalara ait hisse senedi gibi
iktisadi varlıklar veya türev ürünlerinin önceden sağladıkları tedbir avantajları gibi iktisadi varlıklar,
aklımıza ilk gelenler olmaktadır.
Aslında doğrudur;
genelde kısa esneme oranına sahip veya düşük tutarda olsa bile,
ilave artı değerlerle, nakit değerlere dönüşebilen varlıklardır.
İşletmelerimiz, bazı zamanlarda;
likiditesi yüksek seyreden bu tür varlıklar ile kazanç elde etmeye başladıklarında,
asıl faaliyet konuları mal - hizmet ticareti veya üretimi olan faaliyet alanlarını daraltarak;
dikkatlerini, bu türlü finansal kazançlara doğru yoğunlaştırabilmektedirler.
Bu işletmelerimiz;
sağladıkları kolay getirisinden dolayı, kaynaklarının önemli bir bölümünü;
açıklamaya çalıştığımız finansal değerlere ayırmakta,
kısaca; “finansallaşan işletmeler” durumuna düşülebilmektedir.
Dönen varlıklar arasında bulunan ilgili varlıklar ile işletme riskinin azaltılması;
ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilebilmesi kolaylaşabilmekte,
emniyet marjının yükselmesi sağlanabilmekle beraber,
işletme kâr marjının düşmesine neden olmaktadır.
Çünkü; kâr ile risk arasında dolaysız bir ilişki mevcut bulunmaktadır.
Kârı yükseltmek için alınan kararlar, genellikle riski de artırmakta;
buna karşılık, riski hafifletmek amacını güden kararlar da, karlılığı azaltmaktadır.
Bir firma, emniyet marjını artırmak ve riskini azaltarak karını düşürmek yerine;
elinde az miktarda likit değer tutarak,
kaynaklarının büyük bir bölümünü gelir sağlayan varlıklara yatırma seçeneğini kullandığı takdirde;
riskle birlikte, kârını da artırmaktadır.
Kârını artıran firmaların alacakları da artmaktadır.
Alacaklar iyi takip edilebildiği, uygun bir süre içinde tahsil edilebildiği takdirde;
firma alacakları da likiditesi yüksek varlıklar olarak kabul edilmektedir.
Alacak devir hızının veya alacakların dönüşüm çabukluğunun yüksek olduğu firmalarda,
öz sermaye oranı yüksek seyretmekte,
kısa süreli düşük kar getiren finansal varlıklara ayrılan zamanın;
alacakların devir hızı veya stokların dönüşüm çabukluğu gibi finansal çalışmalara ayrılması,
işletmenin sürekliliği bakımından, daha fazla önem arz etmektedir.
Aslında; nakit ve nakit benzeri varlıkların dışındaki finansal varlıkların,
spekülasyona oldukça açık varlıklar olduğunu,
2008 finans krizinin ardından gelen, arkaik olarak 2022 yılında batan silikon vadisi bankasının,
finansallaşma sonucunda kriz yarattığını,
yaratılan batık banka krizinin dünyaya olabilecek olumsuz etkisinin azaltılması için
büyük çabalara girildiğini unutmamak gerekir.
1720 yılında, İngiltere’deki “Güney Deniz Kumpanyası” firmasının
hisse değerlerinin aşırı batması sonucunda, zarar eden Newton’un:
“Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabilsem de,
insanların çılgınlığını hesaplamaktan acizim” dediğine;
burada konuyla bağlantılısı yönünden, değinmek isterim.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
- Yöntembilimsellik ve ters köşe
- Değişmez ilişkiler ve sebep sonuç bağlantısı
- Kısa dönem yatırımlarının zorluğu
- Aile şirketlerinde soy bağına dayanan yönetim
- Fiyat dengesi ve asimetrik bilgi
- Benim kazancımdan sana ne? Yapay zekâ
- İç piyasa sinyalleri ve rasyonel işletme ortamı
- 19. yüzyıldan günümüz fakirliğine
- Yatırımdan kaçan şirketler
- Ekonomik belirlenimcilik...
- İşletme zor durumlarında yeterli sebep varsa…
- Finans veya finansallaşma farkı