gaziantep escort

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kriz ve yaklaşımlar

Piyasanın genişlediği, normal ekonominin süregeldiği zamanlarda;

ekonomik olumsuzlukların

büyük veya küçük olmasının bir öneminin olmadığı,

nihayetinde; piyasanın kendi kendini düzelteceği inancının hâkim olması,

devletin rolünün küçültülmesi gerektiği,

diğer tanımıyla; serbest piyasa ekonomisi olarak adlandırılan ve

iş yapma biçimlerinin bu doktrin içinde geliştirildiği,

fakat bu durumun;
aynı zamanda kriz yaratan ekonomik sonuçlarının da olduğunun,

kabulü gerekir.

 

Bu gerçekliklere rağmen;
danışmanlık yaptığım bazı KOBİ üstü işletmelerde,

devletin ekonomiye müdahil olmaması gerektiğine olan inancın kesin kabulünün yanında,

bu sistemin; aynı zamanda krizler yarattığı gerçeğinin kabulü aşamasında ise;

kader, kısmet türünde, mistik yaklaşımların olduğuna şahit olmuşluğum vardır.

 

Kapitalist ekonominin, tarihsel gelişiminin dâhilinde krizlerinde olduğunun bilinmesi gerekir;
belirsizliğinin, mistisizm odaklı yaklaşımlarla açıklanmaya çalışıldığı durumların varlığı halinde,

günlük rutin işlerle daha fazla uğraşıldığı,

olaylar ve faaliyetler gerçekleştikten sonraki raporlama işlemlerine ağırlık verildiği çalışmalar,

benim yaptığım işlerin içinde önemli bir yer tutmaktadır.

 

Krizler aşamasında;
mali işler alanında görev aldığım işletmelerde yaşadığım en önemli olayların başında,

öncelikle; bir panik havasının ortama hâkim olması,

krizi içsel duygularla reddetme,

kriz türünü belirleyememe,

hemen eyleme geçememe halleri gelmektedir.

 

Ayrıca; çalışanların moralinin bozulması ve endişeye kapılmaları

yaşanan olumsuz tepkiler arasındadır.

 

Telaş halinin, bilgi alışverişinde sorunlara neden olduğu gelişmeler;

ayrıca, mevcuttur.

 

Oysa; sürekli krizin ortasında yaşadığımız bu günlerde,

sorulması gereken, ‘’Benim Firmam için kriz nedir?’’ sorusu ile başlarsak;

krize karşı önceden tedbir alabilmenin çalışmalarını, kendiliğinden başlatmış oluruz.

 

Soruyu sorduğumuzda; yaratmış olduğumuz ilk farkındalıkla,

bazı krizlerin önceden sinyallerini verdiği,

dünyada ve Türkiye’de, geçmişte yaşanan krizlerle bazı eşleşme durumlarının olabileceği,

yeni krizlere rehberlik edebileceği öngörüsü de gözden kaçmaz hale gelir.

 

Geleceğin belirsizliği halini gösteren krizlerin, her zaman olabileceği;

bu günlere kadar yaşanmış olan krizlerin ise;

sürekli devam etmediği, muhakkak bir yükseliş ve düşme eğiliminde olduğu,

kanıtlanmış gelişmelerdir.

 

İşletme faaliyetlerini güncel rutin işlerle sınırlı tutan,

faaliyetleri olduktan sonra raporlayan,

sadece; buna göre kararlar alma anlayışı,

stratejileri geliştiren yönetim yapılarının geçerliliğini yitirdiği, bilinen bir hale gelmiştir.

 

Öngörüsü olan, kendini önceden gösteren krizleri hissedebilen;
olağanüstü durumlara karşı hızlı kararlar alarak,

esnek planlar uygulayabilen,

strateji ve işletmenin amaç önceliklerini değiştirebilen yöneticilerin

gösterdikleri başarı ve performansları sonucunda; işletmeler, krizleri daha kolay atlatmaktadırlar.

 

Yüksek performansları olan, tecrübeli ve liyakatli yöneticiler;

her zaman krizlere önceden hazır hale gelebilmenin, yollarını aramaktadır.

 

Örneğin; günümüzde, Kovit 19 pandemisinin;
Rusya-Ukrayna savaşının devamında yaşadığımız güncel krizin,

yayınlanan küresel ekonomik verilere göre;

Dünya’da büyüme hızında bir yavaşlama olacağının daha net görüldüğü,

resesyon ihtimalinin oldukça arttığı görüşleri, hakimdir.

 

Bu resesyon verilerine göre, küçük bir örnek olarak;

stok ihtiyacının optimum seviyesini belirleme yoluna gidilmesi,

kullanılan teknolojinin yüksek olma durumu varsa, üretim maliyetlerinizin daha düşük olabileceği ve

krizde, bu durumun avantaj haline gelebileceği göz önüne alınarak; hazırlık aşamalarına başlanabilir,

aslında; önceden başlanmış olması gerekirdi.

 

Aynı zamanda;
enflasyon halinde; borçların tekrar yapılandırılması,

deflasyon halinde; borçları ödemenin bazen borç miktarını arttırdığı gibi

yaklaşımlar da bulunmaktadır.

 

Burada öngörülü olmak veya stratejik öngörüden amaç olarak;
gelecekte olacakları kestirmek değil;

(bu genelde falcıların vb. kişilerin işleri arasına girer)

bilgimizle, yaşadıklarımızla, tecrübelerimiz dâhilinde, uzmanlarında yardımıyla;
önümüzdeki yıllarda neler olabileceğini sezme, bunları şekillendirme,

uyum sağlama yetimizi güçlendirecek yaratıcı yollarla, birden çok gelecek hayal etmemize

olanak sağlamaktır.

 

Babamdan yadigâr kalan bir söz;
‘’Allah bilirse, kulda hissedermiş’’

 

Faydalı olabilmesi dileğiyle.

 

Cengiz HERGÜNLÜ

SMMM-Bağımsız DENETÇİ

www.hergunlu.com

chergunlu@hergunlu.com

 

Yararlanılan kaynaklar:

 

Prof.Dr. Kenan ÖZDEN:Toplam kriz yönetimi s.2-15

HBR’S 10 MUST READS:Kurumsal dayanıklılık s.128

 

Kapitalizmin,

küreselleşmenin de etkisiyle kriz yaratan bir sistem olduğu kabul edilen

bir ekonomik yapı haline gelmiştir.

 

Bu yazı 12572 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum