-
Cengiz HERGÜNLÜ
Tarih: 07-12-2022 00:02:00
Güncelleme: 16-12-2022 08:55:00
Bir işletme kurarak; faaliyet göstermeyi amaçlayan bireyler, kurumlar;
riskin olumsuz veya fırsat yaratan etkilerini,
başından itibaren kabullenmiş olurlar.
Riskin algılanma biçimi olan, önümüzde duran belirsizlik;
geleceğin tahmin edilebilme zorunluluğu,
ilk faaliyet döneminden itibaren; bilinen bir gerçekliktir.
Birey olarak dahi;
sokağa çıktığımız anda planladığımız davranışlar ile
yaşadıklarımızın aynı olmaması olasılığı, hep vardır.
Aradaki fark; ‘’yatırım yapma veya yapmama’’ durumuyla ilgilidir.
Yatırım yapanın;
birikimlerini kaybetme,
bu amaçla kullandığı borçlarını ödeyememe durumlarıyla;
yok olma veya var olma olasılığının getirdiği, önemli gelecek riski vardır.
Geleceğin bilimsel yollarla belirlenebilme olasılığı ve rasyonel hale getirilmesi,
uzun mücadeleler sonucunda gerçekleşmiştir.
Geçmiş yüzyıllarda,
geleceğin belirsizliğinin yarattığı bilinmezlik;
kâhinlerin, falcıların veya düzenbaz din adamlarının yönlendirmesiyle
alınacak kararları etkilemekteydi.
Galileo Galilei’nin yaşadığı 17.yüzyılda;
Dünya’nın yuvarlak olduğunu söylemesi sonucu
kilise tarafından aldığı ölüm cezası, tüm evren tarafından bilinen bir gerçekliktir.
Galileo ise; sadece dünya’nın güneşin etrafında döndüğünü ispatlamaya çalışması ve
ispatlaması sonucunda karşılık olarak;
kilisenin, her şeyin insanlar için yaratılmış olduğu tezi;
güneşin, gezegenlerin ve yıldızların dünyanın etrafında döndüğünü savunuyordu ve
baskı yapılıyordu.
Özgür olmamak ve baskı altında olmak, gelişmelerin önündeki en büyük engeldir.
Rasyonel gelişmelerin gecikmesine neden olur.
Fakat;
yetenekli bilim insanları,
matematikçiler,
mucitler,
teknoloji uzmanları ve siyaset felsefecileri gibi dönemin aydınları sayesinde;
14. Yüzyıl ve 17. Yüzyıl dönemlerini de içine alan Rönesans aydınlanmasını başlattılar.
Rönesans yenilenmesi sonucunda;
dine uygun olmayan akıldışı olan yerleşik saçma inançlara
açıkça bir savaşın açılması,
inanç sisteminin rasyonalitenin önüne geçtiği bu karanlık dönemin
son bulmasına neden oldu.
Geleceğin sadece “uhrevi dünyanın” tekelinde olmadığı,
kadınların ve erkeklerin bilgi ve bilim sayesinde;
doğanın karşısında tamda edilgen olmadıkları bilinci yayılmaya,
“geleceğin nasıl bu günün hizmetine sokulacağını” araştıran,
bilimsel araştırmalar başladı.
Gelecekte olabilecekleri bilimsel yollarla tanımlamak ve alternatifler arasından
seçimler yapabilecek deneyim ve bilgiye sahip olabilme sonucunda, risk alabilmek;
‘’çağdaş toplumların’’ esasının oluşturur.
Bir plan ve öngörü dâhilinde işletme kurarak,
tercih yapan girişimcinin doğal olarak risk aldığı bilinci yanında;
planlanan hedeflerini tehdit eden,
bazen önceden sinyallerini veren veya vermeyen krizlere de,
önceden hazırlıklı olmaları gereklidir.
Örgütün alışılmış sistemini bozan ve aniden ortaya çıkan
herhangi bir acil duruma hazırlıklı olmak gerekliliği vardır.
Özellikle; finansal krizler anlamında elde edilen verilere karşı,
‘’Kartezyen’’ bir yaklaşımla karar verebilme sürecinde;
yurtiçi ekonomik ve politik verilere bakarak, durum değerlemesi yapılabilir.
Aşağıdaki tabloda;
kamu yönünden dikkat edilebilecek finansal göstergelerin neler olabileceği,
örnek ve tablo halinde verilmiştir.
Faydalı olması dileğiyle
Cengiz HERGÜNLÜ
SMMM-Bağımsız DENETÇİ
chergunlu@hergunlu.com
Petern L.Bernstein ‘’Riskin olağanüstü tarihi’’ Sf:19-20
Tablo: Prof.Dr.Kenan özden ‘’Toplam Kriz yönetimi'' Sf:103
Risk alabilmek ve topluma gereken faydayı sağlayabilmek,
bilimsel araştırmalar sonucunda;
yeni etken paradigmaların oluşmasına önemli katkılar sağlamaktadır
- Ekonomide insan davranışları
- Yöntembilimsellik ve ters köşe
- Değişmez ilişkiler ve sebep sonuç bağlantısı
- Kısa dönem yatırımlarının zorluğu
- Aile şirketlerinde soy bağına dayanan yönetim
- Fiyat dengesi ve asimetrik bilgi
- Benim kazancımdan sana ne? Yapay zekâ
- İç piyasa sinyalleri ve rasyonel işletme ortamı
- 19. yüzyıldan günümüz fakirliğine
- Yatırımdan kaçan şirketler
- Ekonomik belirlenimcilik...
- İşletme zor durumlarında yeterli sebep varsa…